Hasan bin Ali bin Ebu Talib (Arapça: الحسن بن علي بن أبي طالب; d. 624 - ö. 670), İslam peygamberi Muhammed'in torunu, Ali'nin ve Fatıma'nın oğludur. Şii inancına göre On İki İmam'ın ikincisidir. Sünni İslam'da ise Ehl-i Beyt'in önemli bir üyesi olarak kabul edilir. Halife Ali'nin vefatından sonra kısa bir süre halifelik yapmıştır.
Hasan, Hicret'in 3. yılında (624) Medine'de doğmuştur. Muhammed tarafından torunu olarak çok sevilmiş ve ona "Reyhanım" demiştir. Hasan'ın fiziksel olarak Muhammed'e çok benzediği rivayet edilir.
Ali'nin 661'de öldürülmesinin ardından, Hasan Kûfe'de halife ilan edildi. Ancak, Şam'da güçlü bir vali olan Muaviye bin Ebu Süfyan, halifeliği tanımadı ve askeri olarak Hasan'a karşı harekete geçti.
Hasan, ordusunun zayıflığı ve iç çekişmeler nedeniyle, daha fazla kan dökülmesini önlemek amacıyla Muaviye ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre:
Bu anlaşma, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır ve bazıları tarafından eleştirilirken, bazıları tarafından da basiretli bir karar olarak değerlendirilir.
Halifeliği Muaviye'ye'ye devrettikten sonra, Hasan Medine'ye yerleşti ve hayatının geri kalanını burada geçirdi. Muaviye ile yapılan anlaşmanın şartlarına uyulmadığına dair birçok rivayet bulunmaktadır.
Hasan, 670 yılında Medine'de zehirlenerek öldü. Şii inancına göre, Muaviye tarafından zehirlendiği düşünülmektedir. Hasan, Medine'deki Cennet'ül-Baki mezarlığına defnedildi.
Hasan bin Ali İslam tarihinde önemli bir figürdür. Onun halifeliği ve Muaviye ile yaptığı anlaşma, İslam dünyasının siyasi ve dini tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Şii ve Sünni Müslümanlar tarafından saygı duyulan bir şahsiyettir.